CERN DENEYİ VE BİG BANG

  


Hüve'nin Musavvir'inde arzu ettiği varlıkların son noktası Sidretül Münteha’dır. Ondan sonrası için de Musavvir arzusu vardır, ancak daha sonraki tatbikat da Hüve’ye tabidir, yani ilâhî âlemlerde nice tatbikatlar olacağı bildirilmiştir. Kıyamet ile bütün varlıklar tebeddülata uğradığında yeni bir devre başlayacak ve Hüve'nin Musavvir'deki arzuları devam edecektir.

CERN DENEYİ VE BİG BANG


Bismillahirrahmanirrahim


Bugün Cern Deneyi ile “biz hayatın yaratılışını ve mânâsını bulacağız ve öğreneceğiz” denilmektedir. 

Yaratılışın mânâsı 1400 sene evvel anlatılmıştır. Zaten dünyamızın içinde bulunduğu boyuttan başka boyutlar olduğu söylenmektedir. Kur’an-ı Kerîm’de bizim bulunduğumuz semâ ile birlikte 7 (yedi) semâ (boyut) olduğu bildirilmiştir.

Mülk sûresi 3. âyetinde;

"(O'dur) yedi semavatı tabakalar halinde halk eden. Göremezsin Rahman’ın halk edişinde bir eksiklik. Artık rücû ettir basarı. Görüyor musun bir çatlak (kusur)"  buyrulmaktadır.

Bu âyet bu konu ile ilgili bir hakikati bildirmekte; cismanî varlıklar ile ilgili olarak bilgi vermektedir. Onların faydalı bir şekilde kullanılması gerektiği bildirilmiştir.  Fakat İslâmî kesim bu konu ile ilgilenmemiş, uğraşmamış ve eğilmemiştir.

Geçmişte Semerkand ve Buhara’da araştırmalar yapılmış ancak sonradan vazgeçilmiştir. Bizler bunu 1400 senedir bildiğimiz halde bugün bizlere bu durumdan haberimizin olmadığı söylenmektedir. Hâlbuki onların bu araştırma ilhamı da Kur’an-ı Kerîm’dir. Ancak şu bilinmeli ki, bu araştırmaları yapmakla dünyanın nizamı değiştirilemez.

Bu konu neticede insanları tamamen imansız bir noktaya getirecektir. Ancak dünyanın varlığı insan ile kaimdir. İnsanların yaratılmasındaki husus şudur ki; Allah’ımız insanları kendisine ibadet etsinler diye yaratmıştır. Kur’an-ı Kerîm’de;

Eğer duanız olmasa Rabbim sizi n’eylesin?” de. “Muhakkak ki tekzib ettiniz, artık yakında mecbur olacaksınız” buyrulmaktadır. (Furkan 77)

Bugün dünyada ruhu temsil etmesi gereken erkeklerin büyük bir kısmı Allah’ın nizamına uymamaktadır.

Allah’ımız bütün âlemleri “KÜN” emri ile teşkilatlandırmıştır ki, bu hususa batılılar “Big Bang” yani “Büyük Patlama” ile meydana geldi demektedirler. “Bizler yaratılmış olan varlıklarız. O halde Allah var biz de varız” demektedirler. Ancak Allah’tan başka bir mevcut olmadığına göre yaratılmış varlıklar diye ifade edilenlerin de Allah’ın kendi varlığından teşkilatlandırarak meydana getirdiği bilinmelidir. Yani Allah, kendisindeki ilâhî enerjiyi programlamıştır. Böyle düşünülmez ise o zaman yaratan başka, yaratılmış başka diye düşünülür ki, ilâhî bilgiye uymadığından bu husus küfür addedilir.

Gücü Allah’ın arzusu olarak bilmek ve kullanmak doğrudur. Çünkü güç büyük güce bağlıdır. Nizam böyle iken bunun dışında güç kullanmaya kalkmak ilâhî nizamı bozmaya çalışmak demektir.

Bugün ilerleyen teknoloji, yani bilim ile din karşılaştırılıp bir netice çıkartılmaya çalışılıyor. Bütün âlemlerin teşkilatlandırılıp meydana getirilmesi dinin konusudur. Meydana gelmiş olan hususları incelemek ise bilimdir. Yani bilim dinin meydana getirmiş olduğunu değerlendirecektir.

Bütün âlimler Allah’ın onlara lütfetmiş olduğu ilim nispetinde araştırmakta yapmaktadırlar. Bu bakımdan din ile bilimin temelde ayrılması mümkün değildir. Aksi halde yaratılmışın yaratana karşı çıkması söz konusu olacaktır.

Maalesef son zamanlardaki Cern çalışmalarının insanları bu yola ittiği görülmektedir. 

 

                                                                                                                                                         ELL HACC HÜSEYİN VEDAD