TANRI YANILGISI KİTABINA BİR CEVAP

  


Hiçbir Müslüman hiçbir peygambere ve inanca hakaret etmez ve onlar için kötü konuşmaz. Çünkü İslâm dininin özünde bu gibi yanlış davranışlar yasaklanmıştır.

 

                                       TANRI YANILGISI KİTABINA BİR CEVAP


                                                                Bismillahirrahmanirahim

 

Richard Dawkins isimli bir zat Tanrı Yanılgısı isimli bir kitap yazmıştır. Bu kitabın İslâm’la hiçbir ilişkisi yoktur. Çünkü Müslümanlar ibadetlerini Allah’a yaparlar. Gayrimüslimler ise tanrılarla ilgilenmektedir. Bugüne kadar da Allah’ımızın lütfetmiş olduğu insanların yararına olan rahmet-i ilâhiyeye dikkat etmemiş ve ilgilenmemişlerdir. Onun için kendi anlayışlarına göre din hususunda ileri geri konuşmaktadırlar.

 Hiçbir Müslüman hiçbir peygambere ve inanca hakaret etmez ve onlar için kötü konuşmaz. Çünkü İslâm dininin özünde bu gibi yanlış davranışlar yasaklanmıştır. Fakat Richard Dawkins gibi kişiler İslâm aleyhinde konuşmaktadırlar. İnançsız olandan başka bir şey beklenemez. İnançlı insan insanların inancına saygı duyar. Her sözün başında inançlara saygı deniliyordu ya!…

 Bu tepkilerin dinden ziyade insanlıkla ve yaşamla ilgisi vardır. Bu kitapta tuhaf olan şey, yazar dine inanmıyor, peki ne diye dinle ilgileniyor? Bu hâl ona iblisten kalma bir haldir. Yazara sorulsa, siz de bazı şeylere saygı gösteriyorsunuz. Ananıza babanıza toplum yaşamının bazı kurallarına… Bu durumdan dolayı size hakaret edilse iyi karşılar mısınız? Hoşunuza gider mi? O hakaret ettiğiniz insanlar sizin herhangi bir hareketinizi tenkit ettiler mi? Kaldı ki tenkit ettikleri dini kurallar kendi uydurduklarıdır. Çünkü bu kişiler maalesef gerçek dinin ne olduğunu bilmemektedirler.

 Dini yozlaştırmak isteyen kişiler her inanç sisteminde görülür. Çünkü Allah’ın buyurmuş olduğu sözleri tenkit etmek mümkün değildir. O sözler çok şümullü olduğundan tam mânâsı ile idrak mümkün değildir. Bin dört yüz yıl evvel Allah’ımızın lütfetmiş olduğu İslâm dini bugüne uygun olarak tatbik edildiğine göre o sözlerin namütenahi mânâlar taşıdığı görülmektedir. Yani bu durumda Allah’ın sözlerini zaten tenkit etmek mümkün değildir. Tenkit edilen şey din kuralları diye insanların birbirine söyledikleri şeylerdir. Bugün için yeryüzünde İslâm’dan başka gerçek bir din yoktur. Zaten o din Allah’ın dinidir. Bütün gelmiş peygamberler bir Allah dinini bildirmişlerdir. Zamanla değişen şartlara göre Allah dininin şeriatı yani şartları değişmiştir.

 Esasta bu kitapta çok tanrıcılık politeizimden bahsedilmektedir. Aslında dinde çok tanrıcılık diye bir şey yoktur. Bunlar insanların uydurmuş olduklarıdır. Bu şekildeki inançları eğer inanç diye düşünürseniz dünyada yedi buçuk milyar insan var ve yedi buçuk milyar insanın da kendi düşünce tarzına göre bir tanrısı var demektir.

 Bu mantık açısı ile gerçek dini anlamak mümkün değildir. Burada din konusu tenkit edilirken her yapılan şey o dini insanlara intikal ettiren kişinin kişiselliği ile ilgili konuşmalardır. Onun insanlara bildirmiş olduğu asıl bilgi ve mesaja dikkat edilmez onun söylediği sözlerin hususiyetine bakılmaz ise yanlışlık yapılmış olur. İnsan hayatta arzu ettiğini değil mecbur olduğunu yapıyor. Fikirler o insanın arzusunu gösterir, ama yaşamı mecbur olduğu yaşamı gösterir. Onun yaşamı gibi herkesin bir yaşamı vardır. Nitekim bir hadis-i şerifte Efendimiz; “Ben de sizin gibi bir beşerim,” buyurdu. Onun için insanların hususi yaşamına değil fikir ve düşüncelerine dikkat edilmelidir. Çünkü O’nun Allah’tan alıp kullara intikal ettirmiş olduğu bilgiler herkesi terakki ettirir.

 Peygamberimizin ve evliyasının bildirmiş olduğu sözleri değiştirip, eğip büküp insanlara intikal ettirenlerin sözlerine değil, bizatihi Peygamberimizin ve evliyasının sözlerine dikkat etmek gerekir.

 Ayrıca kitapta teslis konusu da tenkit edilmektedir. Ancak teslis zaten Hz. İsa’nın söylemiş olduğu bir söz değildir. Teslis sonradan papazların uydurmuş olduğu bir konudur.

 Dini bilen bir kişi bu adamın yazmış olduğu kitaba acıyarak bakmaktadır. Bu kitabın bir tek faydası kitabın yazarına olmuştur. Kitabı satıp para kazanmıştır. Bu arada bütün dünya insanlarını tenkit ederek kalplerini kırarak elde edilmiş kazanç hayırlı bir kazanç olmasa gerekir. Aslında bütün insanlar dini inanç ve imanda serbesttir, denmektedir. Ondan sonra da insanların inançlarına saptırılarak saldırılmaktadır. Bu ise büyük bir tezat teşkil etmektedir.

 

                                                                                                                                         ELL HACC HÜSEYİN VEDAD