VARLIKLARA ULÛHİYET ATFETMEK

  


İnsanlara ulûhiyet vermek ikilik doğurur ki şirktir.
 

VARLIKLARA ULÛHİYET ATFETMEK



Bismillahirrahmanirrahim

 

İnsanlar ilâhî kudreti varlıklara ulûhiyet (tanrılık) atfederek tespitte yanılmaktadırlar. Asıl ulûhiyeti ilâhî kudreti idrakte yanılanlar yapmaktadır. Çünkü insana ulûhiyet vermektedirler.

Bir manevi kişi yazdığı mektupta aldığı ilhamda “Sen olmasaydın Ben olmazdım” diyor. Bu ilham kullara ulûhiyet atfetmektir.

Hz. Muhammed (s.a.v) Allah’ın göründüğü ilâhî noktadır. Hiçbir varlık Allah olamaz, ama Allah insandan görünür. Hz. Muhammed (s.a.v) Allah’ın bir ismidir, çünkü Hz. Muhammed; “Beni gören Hakkı görmüştür” buyurmuştur.  

Dünya insanlarının makamı Hüve olan ve Hüve’den görünen bir gönlü anlamasının imkân ve ihtimali Hüve’nin takdiridir.

İnsanlara ulûhiyet vermek ikilik doğurur ki şirktir. Maneviyat Allah o gönülden öyle göründü der. Acaba o ulûhiyet atfedilen insan kendi kendine mi doğdu? O iş hiç kimsenin elinde değildir. Kişi kendi varlığına sahipse varlığı için kendisinin karar vermesi icap eder. İnsanlar toplanıp bir kişiye “ulûhiyet” ve “hata yapmaz” unvanı veremez.

Hıristiyanlar Hz. İsa için Allah’tan göründü demiyor, Allah’ın kendisi diyorlar.

Kur’an-ı Kerîm’de  Ve kefa billahi hasiben /  Hesap görücü olarak Allah kafidir” (Ahzap Sûresi 33/39) ve “sümme ileyhi merciukum / sonra Hû’yadır dönüşünüz  (En’am suresi 6/60) buyrulmaktadır.

Bu durumda bütün varlıkları meydana getiren kudretin Hüve olduğu ayan olmaktadır. Böylelikle ilâhî kudret hakkında bu insanların tam bir bilgi sahibi olmadığı hakikati meydana çıkmaktadır.

Müslüman elinden ve dilinden başkasının zarar görmediği insandır. Kur’an’da birçok kavimlerin, medeniyetlerinin bu güne göre daha ileri olduğu fakat imansızlıkları yüzünden diyarlarında helâk olundukları anlatılmaktadır.



ELL HACC HÜSEYİN VEDAD